Davranışsal İktisat Nedir?
Davranışsal iktisat, insanların ekonomik kararlarını ve bu kararların arkasındaki psikolojik, sosyal, bilişsel ve duygusal faktörleri inceleyen bir ekonomi dalıdır. Geleneksel iktisat teorilerinin aksine, davranışsal iktisat, insanların her zaman rasyonel ve kendi çıkarlarına uygun kararlar almadığını savunur.

İçindekiler
Davranışsal İktisat Temel Prensipleri
Davranışsal iktisat, insan davranışlarının ekonomi üzerindeki etkilerini anlamak için çeşitli prensipler ve teoriler geliştirmiştir. Bu prensipler, geleneksel iktisat teorilerinin aksine, insanların her zaman rasyonel ve mantıklı kararlar almadığını kabul eder. İşte davranışsal iktisadın temel prensipleri daha detaylı bir şekilde açıklanmıştır:
1. Sınırlı Rasyonalite
Sınırlı rasyonalite, insanların karar alırken sınırlı bilgiye, sınırlı zaman ve sınırlı bilişsel kapasiteye sahip olduğunu belirtir. Bu durum, insanların her zaman en iyi kararı vermesini engeller ve genellikle suboptimal (altı optimal) kararlar almalarına neden olur.
- Bilgi Sınırlamaları: İnsanlar, karar alırken her zaman tüm bilgileri elde edemezler. Bilgi eksikliği, hatalı veya eksik kararlar almalarına yol açar.
- Zaman Sınırlamaları: Karar alma sürecinde zaman kısıtlamaları, hızlı ve düşünülmeden alınan kararları beraberinde getirir.
- Bilişsel Kapasite: İnsan beyninin bilgi işleme kapasitesi sınırlıdır. Bu nedenle, karmaşık problemler karşısında basitleştirilmiş ve genellikle hatalı stratejiler kullanılır.
2. Bilişsel Önyargılar
Bilişsel önyargılar, insanların sistematik olarak mantıksız kararlar almalarına neden olan düşünce hatalarıdır. Bu önyargılar, insanların kararlarını ve davranışlarını önemli ölçüde etkiler. İşte bazı yaygın bilişsel önyargılar:
- Aşırı Güven Önyargısı: İnsanların kendi bilgi ve yeteneklerine aşırı güven duymalarıdır. Bu, genellikle yanlış veya yetersiz bilgiye dayanarak alınan riskli kararlarla sonuçlanır.
- Çerçeveleme Etkisi: Aynı bilginin farklı şekillerde sunulması, insanların kararlarını etkileyebilir. Örneğin, bir ürünün %90 başarılı olduğu veya %10 başarısız olduğu şeklinde sunulması, tüketicilerin algılarını değiştirir.
- Doğrulama Önyargısı: İnsanların, mevcut inançlarını doğrulayan bilgileri arama ve kabul etme, aksi bilgileri ise göz ardı etme eğilimidir. Bu, dengeli ve objektif kararlar almalarını zorlaştırır.
3. Duygusal Faktörler
Duygular, ekonomik kararlar üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. İnsanlar, duygusal durumlarına göre farklı şekillerde tepki verebilirler. Bu da yatırım, harcama ve tasarruf gibi ekonomik davranışları etkiler.
- Korku ve Kaygı: Korku ve kaygı, insanların riskten kaçınmasına neden olur. Ekonomik belirsizlik dönemlerinde, yatırımcılar daha az riskli yatırımlara yönelebilirler.
- Heyecan ve Aşırı Güven: Pozitif duygular, aşırı güven ve iyimserlik yaratabilir, bu da insanların riskli yatırımlara yönelmelerine ve potansiyel olarak büyük kayıplar yaşamalarına neden olabilir.
- Üzüntü ve Depresyon: Negatif duygular, tüketim ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilir. Depresyon dönemlerinde, insanlar daha az harcama yapma eğilimindedir.
4. Sosyal Etkiler ve Sürü Davranışı
İnsanlar, sosyal varlıklar olarak başkalarının davranışlarından etkilenirler. Sürü davranışı, insanların başkalarının yaptıklarını takip etme eğilimidir. Bu, özellikle finansal piyasalarda önemli bir rol oynar.
- Sürü Psikolojisi: Yatırımcılar, piyasa trendlerini takip ederken başkalarının davranışlarını kopyalama eğilimindedir. Bu durum, piyasalarda balonların ve ani çöküşlerin oluşmasına neden olabilir.
- Sosyal Normlar: İnsanlar, sosyal çevrelerinin beklentilerine ve normlarına göre hareket ederler. Bu, tüketim ve tasarruf alışkanlıklarını etkileyebilir. Örneğin, belirli bir sosyal grupta popüler olan tüketim kalıpları, bireylerin harcama kararlarını şekillendirebilir.
5. Sezgisel Yöntemler ve Karar Alma Kısayolları
Sezgisel yöntemler, insanların karmaşık problemleri çözmek ve hızlı kararlar almak için kullandığı basit, sezgisel kurallardır. Bu kısayollar, genellikle hızlı ve pratik çözümler sunsa da, bazen hatalı ve irrasyonel sonuçlara yol açabilir.
- Temsil Sezgisi: İnsanlar, bir olayın olasılığını değerlendirirken, o olayın ne kadar tipik veya temsil edici olduğunu dikkate alırlar. Bu, nadir olayların olasılıklarının abartılmasına yol açabilir.
- Kullanılabilirlik Sezgisi: İnsanlar, kararlarını verirken en kolay hatırladıkları bilgiye dayanma eğilimindedir. Bu, medyada sıkça yer alan olayların gerçek olasılıklarının abartılmasına neden olabilir.
- Çapa ve Ayarlama Sezgisi: Karar alırken başlangıç noktası olarak belirli bir değere (çapa) aşırı derecede bağlı kalınır ve bu değere göre ayarlama yapılır. Ancak, bu ayarlamalar genellikle yetersizdir ve başlangıç değerinin etkisi büyük ölçüde hissedilir.
Davranışsal iktisat, insanların ekonomik karar alma süreçlerini daha gerçekçi ve kapsamlı bir şekilde anlamamıza yardımcı olur. Sınırlı rasyonalite, bilişsel önyargılar, duygusal faktörler, sosyal etkiler ve sezgisel yöntemler, insanların ekonomik davranışlarını etkileyen temel unsurlardır. Bu prensipler, geleneksel iktisat teorilerinin ötesine geçerek, insan davranışlarının ekonomi üzerindeki etkilerini daha iyi açıklamayı amaçlar.
Davranışsal İktisat Alanında Önemli Teoriler
Davranışsal iktisat, insanların ekonomik kararlarını etkileyen psikolojik ve duygusal faktörleri anlamak için çeşitli teoriler geliştirmiştir. Bu teoriler, geleneksel iktisat modellerinin yetersiz kaldığı durumları açıklamada ve daha gerçekçi ekonomik modeller oluşturmakta büyük önem taşır. İşte davranışsal iktisadın bazı önemli teorileri daha detaylı bir şekilde açıklanmıştır:
1. Beklenti Teorisi
Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından geliştirilen Beklenti Teorisi, insanların riskli kararlar alırken nasıl davrandıklarını anlamaya çalışır. Teori, insanların kazanç ve kayıpları farklı şekillerde değerlendirdiğini ve kayıpların kazançlardan daha fazla acı verdiğini savunur. Bu, insanların riskten kaçınma eğiliminde olmalarına yol açar.
- Değer Fonksiyonu: Beklenti Teorisi’nde, insanlar kazançları ve kayıpları ayrı ayrı değerlendirirler. Değer fonksiyonu, kazançlar için konkav (azalan marjinal fayda) ve kayıplar için konveks (artan marjinal acı) şeklindedir. Ayrıca, kayıplar, kazançlardan daha büyük bir psikolojik etkiye sahiptir.
- Referans Noktası: İnsanlar, kararlarını mevcut durumlarına veya belirli bir referans noktasına göre verirler. Örneğin, bir yatırımcının kararları, mevcut portföy değerine göre şekillenir ve bu değerin altına düşme olasılığı, riskten kaçınma davranışını tetikler.
- Olasılık Ağırlıkları: İnsanlar, küçük olasılıkları abartma ve büyük olasılıkları küçümseme eğilimindedir. Bu, nadir olayların daha olası görülmesine ve yaygın olayların daha az olası görünmesine yol açar.
2. Çapa ve Ayarlama Teorisi
Çapa ve Ayarlama Teorisi, insanların karar alırken başlangıç noktası olarak belirli bir bilgiye (çapa) aşırı derecede bağlı kalmalarını ve bu değere göre ayarlama yapmalarını ifade eder. Ancak, bu ayarlamalar genellikle yetersizdir ve başlangıç değerinin etkisi büyük ölçüde hissedilir.
- Başlangıç Çapası: İnsanlar, bir değer veya bilgiye ilk olarak maruz kaldıklarında, bu bilgiyi çapa olarak kullanırlar. Örneğin, bir ürünün başlangıç fiyatı, insanların o ürünün değerini algılama biçimini büyük ölçüde etkiler.
- Yetersiz Ayarlama: Ayarlama süreci genellikle yetersizdir, yani insanlar başlangıç çapasından yeterince uzaklaşamazlar. Bu, nihai kararların çapanın etkisi altında kalmasına neden olur.
3. Temsil Sezgisi
Temsil Sezgisi, insanların bir olayın olasılığını değerlendirirken, o olayın ne kadar tipik veya temsil edici olduğunu dikkate almalarını ifade eder. Bu, nadir olayların olasılıklarının abartılmasına yol açabilir.
- Tipiklik: İnsanlar, bir olayın ne kadar temsil edici olduğunu değerlendirirken, mevcut bilgiye dayanarak bu olayın tipikliğini kullanırlar. Örneğin, bir kişinin belirli bir mesleğe sahip olma olasılığı, o meslekle ilgili stereotiplere dayanarak değerlendirilir.
- Olasılık Yanılgısı: Temsil sezgisi, insanların küçük örneklerin büyük popülasyonları temsil edebileceğine inanmasına yol açabilir. Bu, genellemelerin ve yanlış çıkarımların yapılmasına neden olabilir.
4. Kullanılabilirlik Sezgisi
Kullanılabilirlik Sezgisi, insanların kararlarını verirken en kolay hatırladıkları bilgiye dayanma eğilimidir. Bu, medyada sıkça yer alan olayların gerçek olasılıklarının abartılmasına neden olabilir.
- Bellek ve Hatırlama: İnsanlar, yakın zamanda yaşanan veya medyada sıkça yer alan olayları daha kolay hatırlarlar. Bu, bu olayların olasılıklarını abartmalarına yol açar.
- Vurgu Yanılgısı: Medyada geniş yer bulan olaylar, insanların bu tür olayların daha sık meydana geldiğine inanmasına neden olur. Örneğin, uçak kazaları medyada geniş yer bulduğunda, insanlar uçak kazalarının olasılığını abartma eğilimindedir.
5. Kaybetmekten Kaçınma Teorisi
Kaybetmekten Kaçınma Teorisi, insanların kayıplardan kaçınma eğiliminde olduklarını belirtir. İnsanlar, aynı büyüklükteki kazançtan daha fazla, kayıplardan acı duyarlar. Bu, yatırım ve harcama kararlarını önemli ölçüde etkiler.
- Kayıp Aversion: İnsanlar, kazançlardan daha fazla kayıplardan etkilenirler. Bu durum, riskli yatırım kararlarının alınmasını zorlaştırabilir ve insanların daha güvenli yatırımlara yönelmelerine neden olabilir.
- Kayıp Çerçevesi: İnsanlar, kararlarını verirken, potansiyel kazançları ve kayıpları çerçeveleme şekline göre farklı kararlar alabilirler. Örneğin, bir yatırımın potansiyel kazancı yerine potansiyel kaybı vurgulandığında, riskten kaçınma eğilimi artar.
Davranışsal İktisat Uygulamaları
Davranışsal iktisat, çeşitli alanlarda uygulanmaktadır. İşte bu alanlardan bazıları:
Tüketici Davranışları
Davranışsal iktisat, tüketicilerin alışveriş yaparken nasıl karar verdiklerini inceleyerek, pazarlama stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olur. Örneğin, ürünlerin nasıl sunulduğu ve fiyatlandırıldığı, tüketici tercihlerini önemli ölçüde etkileyebilir.
Kamu Politikaları
Davranışsal iktisat, kamu politikalarının tasarımında da kullanılmaktadır. Hükümetler, insanların istenilen davranışları sergilemesini teşvik etmek için çeşitli davranışsal stratejiler kullanabilirler. Örneğin, vergi teşvikleri ve sağlık programları, insanların tasarruf ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Finansal Piyasalar
Finansal piyasalarda, davranışsal iktisat, yatırımcıların irrasyonel davranışlarını inceleyerek piyasa anomalilerini açıklamaya çalışır. Bu bilgiler, yatırım stratejilerinin geliştirilmesinde ve piyasa tahminlerinde kullanılabilir.
Davranışsal iktisadın önemli teorileri, insanların ekonomik kararlarını etkileyen psikolojik ve duygusal faktörleri anlamamıza yardımcı olur. Beklenti Teorisi, Çapa ve Ayarlama Teorisi, Temsil Sezgisi, Kullanılabilirlik Sezgisi ve Kaybetmekten Kaçınma Teorisi, insanların irrasyonel davranışlarını ve bu davranışların ekonomi üzerindeki etkilerini açıklamada kritik rol oynar. Bu teoriler, geleneksel iktisat modellerinin ötesine geçerek, daha gerçekçi ve insan davranışlarını daha iyi yansıtan ekonomik modellerin geliştirilmesine olanak tanır.




